Web sitemizin güncellenmesi gerekiyor!

Bağışlarınızla gençlik kollarını destekleyin!


ŞİMDİ BAĞIŞ YAPIN

Toplanan Bağış: 2820₺ / Hedef: 25000₺
11.28%
  • +90 216 606 3 CHP(247)
  • bilgi@chpgenc.org.tr
  • 10:00-19:00

İki yüzlülük

Reklam

Başında ABD’nin bulunduğu NATO gücünün Irak işgalinin adı neydi:
“Irak’ı özgürleştirme operasyonu!”
Sebep neydi; Irak’ın elinde kitle imha silahlarının bulunduğu yalanıydı!
Bugün, “Ukrayna’da seçilmiş hükümet var” deniyor. “Hem de” diyorlar, “cumhurbaşkanı yüzde 73.2 oyla seçildi.”
Baas partisi lideri Saddam da seçilmiş değil miydi? “Ama” sözlerinizi duyar gibiyim, haklısınız.
Heyhat! Eskiden yüksek oy yüzdesiyle seçilenlere “diktatör” diyorlardı. Şimdi “halkın büyük desteği” diye örnek gösteriliyor!
Peki, Ukrayna’da cumhurbaşkanlığı seçimi nasıl oldu?
Tarihi geriye sararak özetleyeyim:
Kasım 1997’de, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerini düzenlemek ve yürütmek için Merkez Seçim Komisyonu kuruldu. Komisyonda görev yapan 15 üye (sonra sayı 17’ye çıkarıldı) parlamento tarafından seçildi.
Komisyon üyeleri her seçimden sonra yenilendi. En son 2019 yılı cumhurbaşkanlığı seçiminde beş ay önce Merkez Seçim Komisyonu’nun 14 yeni üyesini parlamento belirlendi. Ki bu 450 üyeli mecliste ağırlık “Avrupa Dayanışması”, “Halk Cephesi”, “Güven Birliği” gibi muhafazakâr sağ partilerdeydi. Rusya yanlısı muhalefet bloğun sadece 29 milletvekili vardı.
Bu parlamentonun seçtiği Merkez Seçim Komisyonu üyelerinin sanırım siyasal kimliğini tahmin etmek zor değil
Bu komisyon bakın neler yaptı?
DİL YASAĞI
Ukrayna’da mevcut seçim yasası, 2004 yılında Batı yanlısı “turuncu devrim” taraftarlarının “seçime hile karıştırıldı” diye sokak protestoları yaptığı dönemde parlamentodan hızlıca geçti. Bu yasalardan Rusya rahatsız, AB-ABD memnun oldu
Ve bu seçim yasası değişikliği ile “turuncu devrim”/ Viktor Yuşçenko iktidara taşındı.
Ülkede seçimler halen bu yasaya göre yapılıyor. Mesela; seçilmek için Ukrayna vatandaşı olmak yetmiyor; ana dilinin Ukraynaca olması şartı aranıyor! Sebebi, ana dili (ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 20’sini oluşturan) Rusça olanları elemek
Özgürlükçü geçinen “turuncu devrim” taraftarlarının, -dil gibi- çıkarlarına ters düşen konularda dayatmacı olması küresel medyanın gündemine hiç gelmedi! Tersine, anayasalarında resmi dil düzenlemesine yer vermeyen ABD’den Almanya’ya, İtalya’dan Hollanda’ya ülkeler bu yasayı alkışladı: Yeter ki Rusça konuşanlar seçilmesin! (Aynı baskı, nüfusunun yüzde 40’ı Rusça konuşan -NATO üyesi yapılan- Rusya’nın komşusu Letonya’da da oldu. Rus kökenli siyasetçi, yeterli oranda Letonyacayı bilmediği için aday listesinden çıkarılınca konuyu yargıya taşıdı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi/AİHM dahil başvurusu haklı bulunmadı! Bir gün AİHM’in de gerçek siyasi yüzünü ortaya çıkarmak gerekiyor)
Ukrayna’ya dönersem. 1996 Anayasası 10’uncu maddesinde, “Rusçanın ve Ukrayna’nın diğer ulusal azınlıklarının dillerinin serbestçe kullanılması, gelişimi ve korunması hukukun koruması altındadır” yazılıydı. Değişiklik yasasıyla bu madde kaldırıldı.
“Turuncu devrimin” Ukrayna’daki -dil benzeri- asimilasyon politikaları Batı medyasında hiç yazılmaz-konuşulmaz.
Merkez Seçim Komisyonu’na döneyim:
90 BİN DOLAR ŞARTI
Ukrayna’da cumhurbaşkanı seçilme şartlarından biri de, adayların 90 bin dolar (2,5 milyon Grivna) yatırma zorunluluğu oldu!
Sadece ikinci tur oylamaya geçen iki aday parasını geri aldı; diğer adayların paraları devlet hazinesine kaldı. “Para sihirbazı” Soros’un “Turuncu devrimi” yoksul adayları peşinen eledi. Böylece, 2019 seçiminde parayı ödeyemeyen 47 aday seçime sokulmadı!
Keza:
Seçime katılması yasaklanan bir isim daha vardı: Ukrayna komünist partisi lideri Petro Symonenko
Merkez Seçim Komisyonu, partinin adını, tüzüğünü, sembolünü “komünizmden arınma” politikasına aykırı görüp başvurusunu reddetti. Oysa Symonenko, 2019’a kadar hemen tüm seçimlere katıldı. Öyle ki, 1999 seçiminde ikinci tura kalıp yüzde 37,8 oy aldı. Faşistler tarafından şiddete maruz kalan, maddi- manevi cezalar verilen Symonenko, siyaset yapmakta inat edince nihayetinde seçime sokulmadı!
Sonuçta:
Rus kökenlilerin çoğunlukta olduğu kimi bölgelerde sandıklar kurulmadığı için katılımın yüzde 62 olduğu açıklandı. Bunun gerçeği yansıtmadığı, katılımın çok daha düşük olduğu ileri sürüldü.
Neler neler
İkinci turda oyların henüz yüzde 3’ü sayılmıştı ki Zelensky’in kazandığı ilan edildi. Merkez Seçim Komisyonu günler sonra aldığı oy yüzdesini açıkladı: 73.2 
Diyeceğim şudur:
Kimin, hangi koşullarda seçildiğinin “demokratik” olup olmadığına “özgürlükçü” Batı karar veriyor!
Kuşkusuz “savaşa hayır” diyelim; ama bu vesileyle Batı’nın “demokrasi” sınavındaki çifte standardını da görelim
aip2(‘pageStructure’, {“pageType”:”other”,”pageCategory”:”sozcu”,”pageIdentifier”:””}, ‘https://www.sozcu.com.tr/tools/sitemaps/x/feed_category_news.php’);var aip2_pageCategory = “sozcu”;

Paylaşın: