Web sitemizin güncellenmesi gerekiyor!

Bağışlarınızla gençlik kollarını destekleyin!


ŞİMDİ BAĞIŞ YAPIN

Toplanan Bağış: 2820₺ / Hedef: 25000₺
11.28%
  • +90 216 606 3 CHP(247)
  • bilgi@chpgenc.org.tr
  • 10:00-19:00

Sütte kriz büyüyor: Tüketici bugünkü fiyatları arar hale gelir

Reklam

Sattığı sütün fiyatı maliyetini karşılamaya yetmeyen süt üreticisinin zararı büyüyor. Bu durum da hem ette hem sütte tüketici fiyatlarını tehdit etmeye devam ediyor.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Mart ayında üreticimizin bir litre süt sattığında eline net olarak 4 lira 50 kuruş geçti. Yemin kilosuna ödediği para ise 5 lira 35 kuruş. Bir litre süt sattığında bir kilo yem bile alamıyor yani zarar ediyor dedi.
Bu, uzun yıllardır görmediğimiz bir durumdur. Tablo vahimdir diyen Bayraktar, Süt fiyatları böyle devam ederse daha fazla damızlığın kesileceğini, bunun süt yanında et krizi anlamına da geleceğini bilmiyor musunuz? Ulusal Süt Konseyi’ni (USK) görevini yapmaya davet ediyoruz diye konuştu.
Üreticiye istediği fiyatlar verilmezse, ilerleyen günlerde tüketiciler bugünkü fiyatları bile arar hale gelecek diyen Bayraktarın şu değerlendirmesi dikkat çekti:
Fiyat artışı talebimiz, hem üreticilerimiz hem de tüketicilerimiz içindir. Üretimde devamlılığı sağlayamazsak, üreticileri küstürüp üretimden koparırsak tedarik zincirinin en önemli ayağını yok etmiş olur, fahiş tüketici fiyatlarına zemin hazırlamış oluruz.
ÜRETİM DURMA NOKTASINDA, SEYREDİYORSUNUZ
USK, 29 Kasım 2021de aldığı kararla, 8 Aralık 2021den geçerli olmak üzere soğutulmuş çiğ sütün tavsiye satış fiyatını brüt 4 lira 70 kuruş olarak belirlemişti.
Bu fiyatın yeme gelen zamlarla daha hayata geçmeden anlamını yitirdiğine dikkat çeken Bayraktar, Üretimin sürdürülebilirliği için bir litre süt satan üretici bir buçuk kilo yem alabilmeli. Fiyatın belirlendiği aralık ayında parite 0,93 iken, ocak ayında 0,94, şubat ayında 0,97, mart ayında ise 0,84 olarak gerçekleşti. Süt üreticileri hala sürdürülemez seviyelerin altında bir pariteyle üretime devam etmek zorunda kalıyor dedi.
Bayraktar, Açıklamamızın üzerinden 1,5 ay geçti ama hala bir adım atılmadı. USK neyi bekliyor, daha fazla hayvanın kesilmesini mi, daha fazla üreticinin üretimi bırakmasını mı? Yeme zam yapanlar, gübreye zam yapanlar, korkmuyor da siz neden korkuyorsunuz? Süt üretimi durma noktasına gelmiş, seyrediyorsunuz. Ulusal Süt Konseyi’ni görevini yapmaya davet ediyoruz diye konuştu.
ÜRETİCİ HAYVAN SAYISINI AZALTIYOR
Bayraktar, üreticilerin yem fiyatlarının yüksekliğinden dolayı buzağılarını hemen ellerinden çıkardığını, düvelerini tohumlamak yerine besiye çekip kurban bayramında kestirmeyi planladıklarını anlattı.
Üretici, ineklerini kestirerek ya hayvan sayısını azaltıyor ya da işletmesini tasfiye ediyor diyen Bayraktar, Sektör çok sıkıntılı bir durumla karşı karşıya. Yem başta olmak üzere elektrik, mazot, ilaç, tohum, işçilik, veteriner hizmetleri gibi bütün maliyetlerimiz ciddi oranlarda artarken sürdürülemez fiyatlarla üretime devam etmemiz artık mümkün değil dedi.
SAVAŞ YEM SANAYİCİSİNİ TEDİRGİN ETMEYE BAŞLADI
Ukrayna-Rusya Savaşının dünya tedarik zincirindeki olumsuz etkilerini de anımsatan Bayraktar, Yem sanayimiz 2021de 6,6 milyar dolarlık ithalatı yaptı. Bunun yüzde 69’unu ham maddeler oluşturdu. Rusya ve Ukrayna gibi dünya ham madde ihracatında önemli iki ülkenin savaşa girmesi yem sanayimizi de tedirgin etmeye başladı. İlerleyen günlerde ne olacağını bilmiyoruz dedi.
Bayraktar, Arz güvencesini sağlamak, lojistikte yaşanan sıkıntıları ortadan kaldırmak, döviz ve dünya fiyat artışlarına bağlı olası girdi fiyat artışlarını minimize ederek hayvancılığımızın bu durumdan en az zararla çıkmasını sağlamak için en kısa zamanda “Acil Durum Planları”nı hazırlamamız gerekiyor diye konuştu.
NELER YAPILMALI?
Bu süreçte atılacak en öncelikli adımın ise süt fiyatının yeniden revize edilmesi olduğuna vurgu yapan Bayraktar, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
• Ya sattığımız çiğ süt fiyatı 1,5 pariteye denk gelecek şekilde 8 liraya çıkarılacak ya da ‘çiğ süt fiyatı artmasın’ deniliyorsa ilgili pariteye denk gelecek şekilde yem fiyatında indirim yapılacak ki bütün üreticilerimiz bu fiyattan yem alabilsin.
• Fiyatın belirlendiği dönemde paritenin korunması için yemde de akaryakıtta uygulanan eşel mobil sistem gibi bir sistem hayata geçirilebilir. Üreticilerin yeme gelen zamlar nedeniyle mağdur olmaları ve belirlenen pariteden sapmalar önlenebilir.
• Bunun dışında, çiğ süte verilen 20 kuruşluk prim yeterli değil. Bu destek hem üreticiyi destekleyecek hem de kayıt dışılığa kaymanın önüne geçirecek seviyeye yani en az 60 kuruş seviyelerine çıkarılmalıdır.
• Desteklemelerin kısa sürede ödenmesi için çalışma yapılmalıdır. Akaryakıtta fiyatlar makul seviyelere indirilmeli, gelen zamlardan çiftçilerin kullandığı mazot muaf tutulmalıdır.
• Elektrik fiyatları, tarımsal işletmeleri koruyacak ve üretime devam edebilecekleri seviyelere indirilmelidir.
• Temel gıdada yüzde 1e düşen KDVyi olumlu buluyoruz. Fakat ilaçtan mazota kadar üreticilerimizin ana girdilerinin tamamında KDV yüzde 18’den kesilmektedir. Burada üreticiye bir finansman maliyeti doğmuştur. Zaten para kazanamayan bir sektöre bir de böyle bir finansman yükü yüklenmiştir. Bu konuda da üretici lehine bir düzenleme yapılmalıdır.
• Üreticinin sanayiciye sattığı sütte, ödeme süreleri 30-45 günden, 60 güne çıkmıştır. Bu süre makul seviyelere indirilmelidir.
ÖNLEM ALINMAZSA NE ET, NE SÜT ÜRETİMİ KALIR
Bayraktar, Bu önerilerimiz dikkate alınmaz ve hızlı adımlar atılmazsa yakın zamanda ne süt hayvanı kalacak, ne de et ve süt üretilecektir. Bu yıkımın göç ve işsizlik gibi sosyal etkilerinin yanında, tüketici nezdinde ithalata ve yüksek ithal fiyatlara bağımlı sürdürülemez bir etkisi olacağı açıktır uyarısında bulundu.
Üreticilerimizi yerinde tutmaya çalışalım. Üretimden koparırsak tekrar geri döndürmemiz, sektörü yeniden canlandırmamız kolay olmayacaktır diyen Bayraktar, şöyle devam etti:
İthalatla ülkeyi doyurma imkanı yoktur. Bunu görmezden gelemeyiz. Tarım sektörü dünyada en stratejik sektör haline gelmiştir. Elimizde ne var ne yoksa üreticiyi destekleyerek üretimimizi artırmaktan başka çare yoktur. Bunu başaramazsak gıdayı tüketicilerimize nasıl ulaştıracağız? Bunun sorumluları büyük vebal altında kalırlar.
aip2(‘pageStructure’, {“pageType”:”other”,”pageCategory”:”sozcu”,”pageIdentifier”:””}, ‘https://www.sozcu.com.tr/tools/sitemaps/x/feed_category_news.php’);var aip2_pageCategory = “sozcu”;

Paylaşın: